İzmir’in Konak ilçesinde, geçtiğimiz temmuz ayında meydana gelen olayda Deniz Özarslan, boşanma aşamasındaki eşi Ezgi Özarslan’ın çalıştığı iş yerine gelip tartışmaya başladı.
Tartışma sırasında öfkelenip belinden çıkardığı silahla eşinin başına ateş edip olay yerinden kaçtı.
Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri geldi. Başından vurulan kadın ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Ailesi organlarını bağışlamak istedi
Yoğun bakımda tedaviye alınan Ezgi Özarslan’ın bir süre sonra beyin ölümü gerçekleşti.
Yaşanan olayın ardınan Özarslan’ın ailesi, kızlarının organlarını bağışlamak isteyerek sağlık Bakanlığı ile iletişime geçti.
Koronavirüs testi yapılan genç kadının test sonucunun pozitif çıkmasından kaynaklı bağışlanan organları kabul edilmedi.
Yaşamını yitirdi
Beyin ölümü gerçekleşen ve bir süredir makineye bağlı yaşayan Ezgi Özarslan, 11 Ağustos’ta yaşamını yitirdi.
Özarslan’ın cenazesi İzmir Urla’da kılınan cenaze namazının ardından Özbek Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Katil bulunamadı
Katil Deniz Özarslan’ın yakalanması için başlatılan işlemler devam ederken çeşitli kadın dernekleri de olayın şüphelisinin yakalanması için destek verdi.
“Ezgi Zerkin’in katili Deniz Özarslan nerede?”
Olayın yaşandığı şehir olan İzmir’in en işlek noktalarına yapıştırılan Deniz Özarslan’ın fotoğrafının olduğu afişlerde, “Ezgi Zerkin’in katili Deniz Özarslan nerede?” yazılırken, başka şehirlerde de sokaklara afişler yapıştırılmaya başlandı.
Ülkenin dört bir yanından sokaklara afişler yapıştırıldı
Kırklareli, Tekirdağ, Sakarya, Adana, Isparta, Ankara, Eskişehir, Gaziantep, Antalya, Kocaeli, Manisa, İstanbul, Balıkesir, Niğde, Düzce ve Samsun’da da Deniz Özarslan’ın fotoğrafının bulunduğu ilanlar, kalabalığın yoğun olduğu caddelere ve direklere yapıştırıldı.
“İşin bu tarafıyla uğraşmaktan kendi acımı yaşayamadım”
DHA’dan edinilen bilgilere göre, yaşanan olayın üzerinden geçen zaman diliminde Deniz Özarslan’a ait herhangi bir izin olmadığını belirten Ezgi Zerkin’in kız kardeşi Hazal Zerkin, “Katili gören hiç kimse yok. Sadece olaydan sonra dolmuşa bindiği tespit edilmişti. Ancak ne hikmetse indiği görülmüyor. İşin bu tarafıyla uğraşmaktan kendi acımı yaşayamadım. Hayat artık bizim için devam etmiyor. Ailemizden biri kaybettik. Ablamla beraber platformlarda hep vardık. Kadın dayanışma derneklerinde, kadın meclislerinde bulunduk. Ancak bizim başımıza da geldi. Bir yerden başlamak gerekiyor deniyor ama başlanmıyor. Herkes olayı unutsa bile biz her dakikamızda bu acıyla yaşıyoruz. Ablam ilk değil, son da olmayacak.” şeklinde konuştu.